Mustafa Deveci: Harflerimizin yazılması, Türkçenin resmedilmesi hususunu sual edeceğim. Yani İslâm harf- lerinden, Kur’an harflerinden istifade edişimiz, Kur’an harfleriyle yazıyor olmamız, hat sanatıyla münasebet- tar oluşumuzun hikâyesi hususunda neler söylemek istersiniz? Neşet edişi, terakki edişi ve inkıtaa uğraması... Bu safhalar hususunda ne söylersiniz?
İsmet Özel: Ben bu konuların uzmanı değilim ama bu bahis açıldığında hep söylediğim şey şudur: Bugün bütün Arap dünyasında gazete ve kitap yayınında kullanılan “rika” harfleri İstanbul’da icat edilmiştir. İcat kelimesi sevimli bir kelime değil ama böyledir. Türkler o tarz yazmamış olsalardı bugün Arap diye bildiğimiz insanlar neşriyat yapamayacaklardı. Bu bakımdan bizim, Türk milleti olarak bu yazıya yabancı gözle bakmamız ihanetin de ötesinde bir alçaklıktır. Bu bizim yazımızdır. Bu Arap harfleri değildir. Çünkü birçok kelimemiz bizim böyle yazıldığı için doğmuştur. Yazıdan sonra kelime gelmiştir. Yani “Öyle bir kelime var da onu nasıl yazalım?” demediler. Öyle yazdıkları için artık öyle kelimeler oldu.
Şimdi bahsi bitirmeden önce mesela bu “Harf İnkılâbı” dedikleri tuhaflık büyük bir cehaletten doğuyor, bunu bilelim. Çünkü insanlık tarihi boyunca yazı diye bir şey var: İşte hiyeroglif, çiviyazısı, Çinlilerin, Hintlilerin kul- landıkları alfabeler v.s. Alfabe diyemiyoruz onlara çünkü alfa betadan geliyor. Onlar başka şeyler yapıyorlardı. Şimdi burada büyük bir cehalet, büyük bir ihanet var. O da nedir? Fenikeliler bu telaffuza uygun, çıkarılan sese uygun işaretler sistemini kurdular. Onun için Resm-i Arabî deniyor. Yani Arapça ses var onu resmediyorsun. Bunu Fenikeliler buldu ve Fenikelilerin bu icadından sonra, yani sesin resminin yapılmasından sonra Yunanca konuşanlar bunu Yunan alfabesi yaptılar. Latince konuşanlar bunu Latin alfabesi yaptılar. Aynı şeydir. Onun için “alef” ile “elif “aynı şeydir. İbraniler kendi konuştukları dillere uygun işaretleri kullandılar, Araplar da kendi konuştukları sözlere uygun resimler yaptılar.
Mustafa Deveci: Rakamlarda da benzeşme var.
İsmet Özel: Tabii. Şimdi Yunanlıların bir harf inkılâbı yapmasını düşünebilir miyiz? Mümkün değil. Çünkü dediğim gibi bu bir sistemin kendi bünyelerine uyarlanmasından ibarettir. Aynı şey bizim içinde söz konusu- dur. Biz Müslüman olduğumuz için bir şey yazmak gerektiğinde Kur’an’ın yazılmış olmasından istifade ettik. Yani “kapıyı kapa” derken onu yazmamız gerektiğinde Kur’an’dan istifade ettik.
Türkün Dili Kur’an Sözü, s. XIX-XX.