Kahraman ırkıma bir gül... Şimdi bu lâf İstiklâl Marşı’nda geçince “Bunlar ırkçı” diyorlar. Tabii ki ırkçıyız! Dünyada Kur’an’ın nazil olmasıyla başlayan bir ırk vardır ve bu ırk her zaman kahramanlığıyla temayüz etmiştir.
Dünyada Kur’an’ın nazil olmasıyla başlayan bir ırk vardır. Irk kelimesi İstiklâl Marşı’nı kaleme alan şairin Fransızca bilmesi sebebiyle Fransızca’dan tercüme ettiği bir kelimedir. Fransızca’da ras, İngilizce’de reys diye telâffuz edilen şey, Hitler rejiminden sonra etle kemikle irtibatı kurulan bir şeydir. İstiklâl Marşı yazıldığı sırada ırk kelimesinin taşıdığı mana “kültürel homojenlik” manasıdır. Onun için Avrupalılar çok rahatlıkla, “La race Française” derler: Fransız ırkı. Halbuki bütün Avrupalılar bilir ki genetik manada Fransa’da hiçbir birlik yoktur.
“Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?” Yani aslında İslâmî prensiplerle Türkiye’de yaşayan insanlara değer biçmeye kalkarsanız karşınıza şiddetli ve celâllenmiş sonuçlar çıkar. “Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...” Biz aslında Kur’ân’ın nazil olmasıyla başlayan ırk olarak hilâl uğruna... Aynı şairin biliyorsunuz “Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!” şeklinde bir mısraı da vardır. “Biz hiçbir dünyevî kazanç gözetmeksizin sadece ahireti kazanmak üzere can verdik ve bunu hiçbir pazarlık konusu yapmadık. Onun için bize bir kez daha yaşama imkânı bahşedersen iyi, bahşetmezsen kanlarımızı helâl etmeyiz.” diyor. Ve hepimizin bildiği “Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!”
İsmet Özel, İstiklâl Marşı’nın Hayatımızdaki Yeri, 12 Mart 2011, Niğde