İstiklâl Marşı Derneği’nin “nerede” olduğunu kavramadan “ne” olduğunu bilemeyiz. Nasıl Türk milletinin düşmanları tarafından tarihten silinmeye mahkûm edildiği bir yerde İstiklâl Marşı doğduysa, İstiklâl Marşı Derneği de doğum yeri olarak aynı yeri seçti. Bugün Türk milletine mensup olmanın zaruri ihtiyaç haline geldiği şartlarda yaşıyoruz. Her kim bir millete, bu millet hangisi olursa olsun, mensup olmanın bir tercih konusu olmadığını iddia ediyorsa, söz konusu “millî varlık” hususunda ya gaflete veya hıyanete düşmüş demektir. İstiklâl Marşı’nın yazıldığı günlerde “Ben Türk değilim” diyerek yiyecek ekmek bulmayı ümit edenler vardı. Aradan yüz sene geçmeden ekmek davası mahiyet değiştirdi. Global dünyada kâfirler “Ben Türk değilim” diyen herkesin ekmeğine yağ sürüyor. Bu durumu kirlilik telâkki eden ve kendisiyle kir arasında fark edilir bir mesafe bırakan kişiler İstiklâl Marşı Derneği’nde toplanıyor. İstiklâl Marşı Derneği milletinin emrinde olmayı şeref sayanların derneğidir. Bu hüküm karşısında bir itiraz yükselecek ve milletinin emrinde olmayı şeref sayanların İstiklâl Marşı Derneği üyelerinden ibaret saymanın hatalı olduğu söylenecektir. Bu itirazın görüşümüzü değiştirecek derecede kuvvet toplayamayacağını savunuyoruz. Bizden başka milletinin emrinde olmayı şeref sayanlar elbette var; ama sadece bizler, İstiklâl Marşı Derneği üyeleri, Türk milletinin emrinde olmayı şarta bağlamayanlarız. Bu şart “devlete itaat” olsa bile.