Anasayfa
Dernek Hakkında
İstiklâl Marşımız
Forum
Arşiv
Üyelik
İletişim
Pergelin Yazmaz Sivri Ucu
Partizanın Amentüsü
Kur'an Harfleri Denince Türk Yazısı Anlaşılır
İstiklâl Marşı Arşivi
Pazar Ola
İstiklâl Korosu
İstiklâl Takvimi 1442
Haberler
Tartışmalı Konferanslar
Konuşmalar
Paneller
Basın Toplantıları
Metinler
Mülakâtlar
Saymayan Sayılmaz
Diline Doladığıdır
Türkçeden İslâm'a Giriş
Türk İstanbul
Videolar
Ses Kayıtları
Metinler
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(IV)
Kâfiri küfründen ne Tanrı’ya inanıyor oluşu, ne de bir Tanrı’ya ibadeti yüceltişi arındırır. Biz insanların küfürden arınmaları hadisesine emanete hıyanet edip etmeyişleri zaviyesinden bakarız. Bu hakikatin üzerine Resul-i Ekrem’in irtihaliyle bir gölge düşmüş, Hulefa-i Raşidin dönemi müminlerin bu gölgeyi yok etme çırpınışlarıyla geçmiş ve nihayet çok çeşitli sebebe binaen Müslümanlaşmış insan yığınlarına “dünyaya uyma” hali galip gelmiştir. Allah katındaki dinin imtiyazı ahiret yurdunu tercih eden kaç kişi kaldıysa onların eline bırakıldı. XII. Hıristiyan asrından bu yana Müslüman kılığına girmiş “bir kısım” kâfir biz Müslümanlar arasında ve bilhassa üstünde bir yer kazanmak, bu yerini teminata bağlamak kastıyla bizlerden ne kadar dünyevî ukala taifesi varsa onları bu hükme ters bir istikamette şartlandırmıştır. Nifak budur. Münafıklar itibarı, itibarın getirisini seçmiş ve gözlerini bizleri onların fikir âlemlerinden akıl devşirecek hale düşüren bir mevkie dikmiştir. Zaaftan kurtulamadığımız bilinse bile her çeşidinden aklileştirmelere ölüp bayılıyoruz. Mescid-i Dırar’ı yıkarak geçtiğimiz Türk oluş safhasından Türklüğü hafife aldığımız Batılılaşma safhasına kadar bize rasyonel görünen lâfızların ne cazibesine, ne de iğvasına itiraz edebildik. Sırasıyla Yahudiler, Ortodokslar, Katolikler, Theistler, Deistler Tanrı inancını aklileştiren delilleri vasıtasıyla bizimle yakınlık, hısımlık kurdukları iddialarından kazançlı çıktı. Bu suretle çağdan çağa Müslüman vasfımızın ne kadarını askıya aldığımız bütün dikkatlerden uzaklaştırıldı.
Bir Tanrı’nın mevcut olduğuna dair varlıkbilimsel delil ve kanıt o Tanrı’nın vasıfları esas alınarak getirilir. Denilir ki, her şeye gücü yeten, her şeyi görüp bilip işiten bir varlığın mevcudiyetinin kabulü o varlığın Tanrı bilinmesi mecburiyetine kayıtlar bizi. Evrenbilimsel delil ve kanıt ise sebepsiz sonuç olmayacağı kaziyesini esas alır. Bir Tanrı’nın mevcut olup olmadığına dair istifhamdan kurtulmak algıladığımız her şeyin ortaya kim tarafından çıkarıldığı sualine evrenin mimarının Tanrı olduğu cevabı verilince mümkün olur. Bir çok başka ispat hadisesinin (meselâ
argument from the design
) yanı sıra bütün bunlar Allah’ı kendilerinden uzaklaştırabildikleri nispette sükûnete erişebilen kafaların meşgul olduğu şeylerdir. Oysa her kim Müslüman olduysa anlayış alanını, kavrayış seviyesini kendini Yaratan’ın kendine şahdamarından daha yakın olduğunu öğrenecek kadar genişletmiş ve yükseltmiştir. İslâm vahdet dinidir: Din, ilm, cihat, rızk ve bunlarla müspet münasebeti inkâr edilemeyen daha niceleri tam, noksansız bütündür, birbirinden ayrılmaz.
Müslümanlığımızın ne kadarını askıya aldığımız hususundaki şuuru bize daha başında yani Abbasi saltanatı süresince iade eden Türklük olmuştu, bundan sonra aynı şuura talip olacaksak Türklükten başka tutamağımız yok. Yahudilerin ve Hıristiyanların yanı sıra Müslümanların da “semavî” değerlendirme dâhilinde olduğu sapmasına, sapıklığına Türkler karşı koydu. Kendini sapma, şaşma, sapıtma belâsından uzak tutana Türk dendi. Türk olarak anılmaktan gocunmayanlar bir kavimmiş gibi hareket etti. Allah Türklerde parlayan hidayetin ecrini modern çağın ilk milleti, en büyük millet, Türk milleti olma nusretiyle karşıladı.
Lâfzıyla ve ruhuyla Türk milletine cephe alan her kim idiyse ve bundan böyle kim olursa onun emanete ihanet edenler arasındaki yeri bellidir. Allah her çağda ve dünyanın her yerinde yaşamış ve yaşayan her ferde hainlerden biri olmama imkân ve fırsatı tanımıştır. Emanetin ne olduğunu merak etmeyen ihanetin neye taalluk ettiği ilminin cahilidir. İlmin istirahati ahirette arayan istikametini rehber edinenlerle zevkin dünya hayatını dolduruşuna kurtuluş anlamı verenler arasındaki mübarezeyi müşahede etmek iman gereğidir. İman bizi düello sahasına davet ediyor. Belki şimdilik mümini meşgul eden böyle bir sahanın tahrip edilmesi yüzünden ortaya çıkan olaylardır. Türklüğün iman çekirdeği olduğu gün ışığına enkaz kaldırılınca, enkaz kaldırıldıkça çıkar.
İsmet Özel, 20 Eylül 2014
İkaz:
Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bütün olarak bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi (İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde yer aldığının ifade edilmesi) ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazının kısa bir bölümü iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI, CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(IV)
PERGELİN YAZMAZ SİVRİ UCU
GELE GELE GELDİK BİR KARA TAŞA
AMERİKAN MASKARALIĞINDAN “MİLLÎ İRADE” ÇIKARTMACA YA DA YAYIKTA AYRAN KABARTMACA
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(V)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(IV)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(III)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(II)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(I)
DEMEK İSTERDİM… DİYEBİLİYOR MUYUM?
ABD KEMALİST TÜRKİYE’YE HİÇBİR ŞANS TANIMADI
Türkiye'nin Önü Manialarla Doldurulmuştur
ÖLEN ÖLDÜ KALAN SAĞLAR HÂİNDİR
Türk Olmak İçin
AKP Kapanamaz, İstiklâl Harbi'nin Mağlupları AKP'yi Kapattırmaz
Okur-yazar Olmamız İtikâdi Bir Meseledir
Öteden Beriden Nifak
Köpektir Zevk Alan Sayyâd-ı Bi-İnsafa Hizmetten
İstiklâl Marşı Derneği'nin Diline Doladığıdır
Anasayfa
Dernek Hakkında
İstiklâl Marşımız
Forum
Arşiv
Üyelik
İletişim
© 2011 İstiklâl Marşı Derneği - Her hakkı mahfuzdur.
Kültür Mah. Meşrutiyet Cad. No:42/4 Yenişehir - Çankaya - Ankara
Omni Reklam