Anasayfa
Dernek Hakkında
İstiklâl Marşımız
Forum
Arşiv
Üyelik
İletişim
Pergelin Yazmaz Sivri Ucu
Partizanın Amentüsü
Kur'an Harfleri Denince Türk Yazısı Anlaşılır
İstiklâl Marşı Arşivi
Pazar Ola
İstiklâl Korosu
İstiklâl Takvimi 1442
Haberler
Tartışmalı Konferanslar
Konuşmalar
Paneller
Basın Toplantıları
Metinler
Mülakâtlar
Saymayan Sayılmaz
Diline Doladığıdır
Türkçeden İslâm'a Giriş
Türk İstanbul
Videolar
Ses Kayıtları
Metinler
DEMEK İSTERDİM… DİYEBİLİYOR MUYUM?
Yıllar yılı, bu en az yarım asır demektir, önce yoldaş, sonra yol fikrine tâbi olarak yaşadım. İnsan kıyafetinde yaratılmak dünyaya uğrayışı bir sebebe bağlıyordu. Ait olduğum yere ilişkin bir hedef mutlaka, mensup olduğum millet içinden bu hedefe varmak isteyen benden başka biri mutlaka olsa gerekti. Dünyaya uğratılışımızın çıkış yolunu Türkiye namına mümkün kılan şartlar öyle icap ettirdiği için önce sosyalistmiş gibi yapan solcular, bilahare Müslümanmış gibi yapan sağcılar arasından bir (hiç olmazsa bir) yol arkadaşı aradım. Arayışım kısa zamanda bana bir ad sağladı. Bunun üzerine benim bir şey arıyor görüntüsü verişimden istifade etmek isteyenler çıktı. Başında anlamamıştım; ama hepsi dünyanın kurulu düzeninden beklentisi olan kimselerden ibaretmiş. Piyasanın sunduğu kârın peşindeydiler. Eğer benim gayem de herkes gibi bir iş çevirmek idiyse hasılattan kendilerine pay düşsün istiyorlardı. Gençlik günlerimden itibaren yanıma yaklaşan herkesin neyin peşinde olduğuna şahit olmama yetecek ömrü Allah bana verdi. Bütün hayal kırıklığıma rağmen ve bir ayağım çukurdayken yine de bir şeyler demek isterdim… Şimdiye kadar bir şey diyebildim mi? Şu anda diyebiliyor muyum? İleriki safhada deme fırsatım olacak mı?
Her şey baştan aşağı meşkuk da olsa zenci Musa’nın dilinden döküldüğü üzere onlarla, ehli küfr ile hesabı daha kapatmadığımızı söylemek isterdim. Bunu söyleyebilmek için İstiklâl Harbi’nin bitmediğini vurgulamak isterdim. Kâfirlerin kendilerini nasıl hissettiğine aldırış etmediğime dikkat çekmek, biz Türklerin kendimizi bir cumhurbaşkanlığı seçimi gerisinde kalmış addetmediğimizin altını çizmek, sistemin altını oymağa doymadığımızın haberini vermek isterdim. Elimdeki imkân sadece isteğimi aksettirebilmeme yetiyor. Ne halde olduğumun bilinmesinden medet umuyorum. Aramaktan bıkmadım. İflah olmaz bir yoldaşlık derdi yakamı bırakmadığından ruhumun arınışından göneniyorum. Hem gafleti, hem de ihanetiyle gurur duyanlardan tecrit edilmiş olmanın temizliği beni ferahlatıyor. Çünkü geride bıraktığımın, üzerimden atıp kurtulduğum şeyin bir kirden, bir posadan ibaret olduğunu bilecek haldeyim. Dünyanın neresinde olursa olsun kapitalizmin şirretliği gölgesinde kalıp Müslüman görünerek Ümmet-i Muhammet’in sırtına hançer saplayan zevatın herzelerini bize ayan ettiği için Allah’ıma hamt ediyorum. Bu söylediklerimden neyi murat ettiğimi anlamak bir cumhurbaşkanlığı seçimini geride bırakmış olmanın efsunu altında mest-ü bitap kalanlara nasip olmayacak. Benim ne dediğimi onların anlamasını hiç beklemiyor ve giderek asla istemiyorum. Şimdiye kadar anlamazlıktan gelerek işini yürütenlerin düşüklükte pinekleyen anlayışsızlığıyla ve her boydan ahlâkî sefaletiyle mücadele etmenin zaruretine inanıyorum. Mekteplerde Türk çocuklarına kendi antlarını içirtmemekle iftihar eden, on yılı aşkın süredir sadece Türklerin, derdi Türklük olan ve sadece Türklüğüyle övünmeği bilhassa isteyen bil umum eşhasın başına sayılamayacak kadar çok felâket yağdıran birisi bundan böyle cumhurbaşkanlığı makamını işgal mi etmektedir? İşgal ettiği yere makam mı denilecektir?
Cumhurumuzun XII. Başkanı… (!) (?)
Müslümansak meseleyi Kur’an-ı Kerîm’in nazil oluş şartları, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuş şartları muvacehesinde ele almak mecburiyetindeyiz. Kur’an nâzil olduğunda biz Türklerin başına ne gelmişti, idrak edilen ve idrak edilemeyen bütün İslâm tarihi boyunca kâfirler Türklerin uğradığı felâketlerden nasıl istifade etmişlerdi? Modern Medeniyet niçin Türk düşmanlığı üzerinde yükselmiş ve Dünya Sistemi bütün canlılığını ve sıhhatinin teminatını Türk varlığını soluksuz bırakmada aramıştı? Bir ben mi bu suallerin cevaplarını teminle mükellef kılındım?
İsmet Özel, 13 Ağustos 2014
İkaz:
Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bütün olarak bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi (İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde yer aldığının ifade edilmesi) ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazının kısa bir bölümü iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.
PERGELİN YAZMAZ SİVRİ UCU
GELE GELE GELDİK BİR KARA TAŞA
AMERİKAN MASKARALIĞINDAN “MİLLÎ İRADE” ÇIKARTMACA YA DA YAYIKTA AYRAN KABARTMACA
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(V)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(IV)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(III)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(II)
TÜRK DEĞİLİM DEMEK SUÇ MU, GÜNAH MI,
CÜRÜM MÜ, KABAHAT Mİ?(I)
DEMEK İSTERDİM… DİYEBİLİYOR MUYUM?
ABD KEMALİST TÜRKİYE’YE HİÇBİR ŞANS TANIMADI
Türkiye'nin Önü Manialarla Doldurulmuştur
ÖLEN ÖLDÜ KALAN SAĞLAR HÂİNDİR
Türk Olmak İçin
AKP Kapanamaz, İstiklâl Harbi'nin Mağlupları AKP'yi Kapattırmaz
Okur-yazar Olmamız İtikâdi Bir Meseledir
Öteden Beriden Nifak
Köpektir Zevk Alan Sayyâd-ı Bi-İnsafa Hizmetten
İstiklâl Marşı Derneği'nin Diline Doladığıdır
Anasayfa
Dernek Hakkında
İstiklâl Marşımız
Forum
Arşiv
Üyelik
İletişim
© 2011 İstiklâl Marşı Derneği - Her hakkı mahfuzdur.
Kültür Mah. Meşrutiyet Cad. No:42/4 Yenişehir - Çankaya - Ankara
Omni Reklam