AY AYDIN HESAP BELLİ
Biz müslümanlar olarak “Bir yıl geçti.” dediğimizde “Dünya güneş etrafında dönmesini tamamladı.” demiş olmuyoruz. Çünkü bizim takvimimiz güneşin değil ayın hareketini esas alır. Zira gözlenebilen hareketler güneşin değil ayın hareketleridir. Hıristiyanların 16. asrında Nicolaus Copernicus’un teklif ettiği “güneş merkezli teori” diğer bütün bilimsel faaliyetler gibi tamamen bir kabulden ibaret. Zaten Copernicus 949 (1543)’de yayınlanan meşhur kitabının önsözünde güneş merkezli sistemin bir “hakikat” olduğunu iddia etmediğini, yalnızca Batlamyus’un dünya merkezli modeline bir alternatif model öne sürdüğünü söyler. Ancak Galileo’nun teleskopu icadı iledir ki Copernicus’un iddiası bir hakikat iddiası görünümü kazanmıştır.
Mahlûkatın yaradılışında güneşin ehemmiyeti aşikârdır. Nebatat toprağa bağlı yaşar. Toprağın mevsimlere göre durumu nebatatın hayatını belirler. Hayvanat ise zamana bağlı yaşar. Çiftleşme ve yavrulama dönemlerinde, göç etmelerinde, kış uykusuna yatmalarında hep güneşin, mevsimlerin merkezde olduğu bir takvim geçerlidir. Hangi takvime biz kendimizi müntesip sayıyoruz? Hangi takvimi benimsiyoruz? Kaderimize dâhil olmayı seçmek buradan başlar. Bizi hayvanlardan ve bitkilerden ayıran temel şeylerden birisi ve en önemlisi hangi takvime göre yaşadığımızdır. Sair mahlukattan farklı olarak yalnızca insan; kaderine duhul etme veya kaderine isyan etme tercihinde bulunabilir. Biz insanoğluna Allah’ın bildirdiği takvim ay takvimi yani hicrî takvimimizdir. Allah katındaki takvim biz Müslümanların takvimidir. Biz ancak bu takvime göre yaşamak suretiyle kaderine duhul edenlerden oluruz.