İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel 19 Mart 2011 tarihinde Bayrampaşa’da “İstiklâl Marşı’nın Hayatımızdaki Yeri” başlıklı bir konferans verdi. İsmet Özel, konuşmasına İstiklâl Marşı’nın hayatımızda bir yere sahip olmadığını, İstiklâl Marşı Derneği’nin de İstiklâl Marşı’na hayatımızda bir yer açma isteğiyle varlık kazandığını beyan ederek başladı. “Hayatımız”ın ne olduğu hakkında bizim için yapılan tarifler dışında bir fikrimizin olmadığını ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Maslow’un ortaya attığı “ihtiyaçlar hiyerarşisi” gibi tanımlamalarla hayatımızın ne olduğunu öğrenmek durumunda kalışımızın çarpıklığına temas etti. Aynı şekilde İktisat disiplini için yapılan “sınırsız ihtiyaçların mahdut imkânlarla dengelenmesi” şeklindeki tanımlamanın da gerek “sınırsız ihtiyaçlar” gerekse “mahdut imkânlar” ifadeleri dolayısıyla baştanbaşa yalan olduğunu vurgulayarak, Allah’ın “ihtiyaçlarımız” olarak söylenen şeylerin çok daha fazlasını bize bahşetmiş olduğunu hatırlattı. Konuşmasında, mevzubahis “ihtiyaçlar hiyerarşisi” ile bağlantılı tasnif tablolarına da değinen Genel Başkan İsmet Özel, insanların bütün bu tasnifleri kolaylıkla benimsiyor olmalarını yüksek duygularla kendilerini rahatsız etmek istememelerine hamlettiğini ifade etti. Bu tasniflerin, sosyal hayattaki ve çalışma hayatı içerisindeki esaretimizi sevimli göstermek amacına matuf olduğunu da sözlerine ekledi. Genel Başkan İsmet Özel, bir dar görüşlülüğe, bir hamlığa, bir ahmaklığa hapsolduğumuzu ve bu hapishaneyi beğenilir bulmamız için yapılan böylesi izahatlardan destek alarak, yaşadığımız sefilâne hayatın, mevcut istikameti içerisinde ilerleyerek iyileşebileceğini vehmettiğimizi ifade etti. Neticede bu izahatların, tasniflerin, tariflerin insanları tam manasıyla bir Hıristiyan haline getirmeye yaradığını söyleyerek, Türkiye’de gizli bir Hıristiyanlaşma faaliyetinin de yürürlükte olduğunu beyan etti. TÜRKİYE’NİN DOĞUŞU GAYRİMÜSLİM DÜNYANIN GERİLETİLMESİDİR İstiklâl Marşı’nın bizim bir vatan sahibi olmamızı sağlayan metin olduğunu ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Türkiye’nin bugünkü sınırlarına kadar İslam tarihinin seyrini gösteren bazı haritalar göstererek, Asr-ı Saadet’ten sonraki coğrafi genişlemenin, Asr-ı Saadet’teki fütuhatı büyük ölçüde geride bırakmış olmasına dikkat çekti. Resulullah’ın (S.A.V.) sağlığında Müslümanlık dışındaki bir hayatın Müslümanlık olduğuna kimseyi inandırma imkânı olmadığını, ancak daha sonra işlerin tersi istikamette kolaylaştığını ifade etti. Genel Başkan İsmet Özel, Asr-ı Saadet’ten sonra gerçekleşen fütuhatın “İslâm’ın yayılması” manasına müteveccih olduğunu, ancak bugün Türkiye olarak bildiğimiz topraklarda yapılan fütuhatın daha üstün bir manayı; gayrimüslim dünyanın geriletilmesi ve gücünün sıfırlanması manasını taşıdığını ifade etti. Bu topraklarda ortaya çıkan Türk hayatının, Müslüman hayatı demek olduğunu, üstün ve özenilir bir hayat olmasından dolayı Batı medeniyetince intikam alındığını söyledi. Genel Başkan İsmet Özel, bugün bu üstün ve özenilir hayatı yaşamadığımızı da sözlerine ekledi.
ABD ÖNCE AKP’Yİ İKTİDARA GETİRDİ, ARDINDAN TÜRKİYE’Yİ İŞGAL ETTİ! Ali Rıza Paşa kabinesince Misak-ı Millî olarak kabul edilen Türkiye sınırlarının Batı’da, bugünkü Bulgaristan’ın büyük kısmını, Selanik’e kadar bütün Batı Trakya’yı; Güney’de ise Musul, Kerkük, Erbil ve Süleymaniye’yi kuşattığını hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, Amerika Birleşik Devletleri’nin, 2002 yılı Kasım ayında önce AKP’yi iktidara getirdiğini, 2003 yılı Mart ayında ise, Misak-ı Millî sınırları içinde olan Türkiye’yi işgal ettiğini beyan etti.
İstiklâl Marşı sayesinde yapılabilen Sakarya Meydan Muharebesi’nin insanların değil, meleklerin zaferi olduğu hakikatine de temas eden Genel Başkan İsmet Özel, fiilî ve fizikî şartlar itibariyle Türk ordusunun gâvur ordusunu yenilgiye uğratmasının imkânsızlığını hatırlattı. Zafer sonrasında nankörlük etmemiş olsaydık bugün bütün dünyanın imreneceği bir millet hayatına kavuşabileceğimizi, ancak zaferden sonra Türkiye’de tesis edilen idare tarzının, Türkiye’nin kendini çekip çevirebilmesi imkânlarını geçersiz bırakacak şekilde yürüdüğünü, devletin dokunulmazlığının millet hayatının inkıyad ettirilmesiyle idame ettirildiğini dile getirdi. İsmet Özel, “Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakkın” mısraının, sadece sınırların tahkim edilmesinden ibaret bir haber olmadığını; faik, mümtaz, üstün bir hayatın tesis edilmesine de müteveccih olduğunu kaydetti. TÜRKİYE’NİN SONU ENDÜLÜS GİBİ OLABİLİR Bugün İstiklâl Marşı’nın teklif ettiği programın yürürlüğe sokulmaması halinde çok kısa bir zaman sonra Türkiye’nin haritadan silineceği ve farklı organizasyonların yerini alacağını ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Endülüs Emevilerİ’nin başına gelene benzer bir sonun Türkiye’nin de başına gelmesinin sürpriz olmayacağını söyledi. Dünyanın aldığı istikamet dikkate alınmaksızın Türkiye’de hiçbir şey yapılamayacağını, bunun ya reddi ya da kabulü yönünde bir tavrın kaçınılmaz olduğunu dile getiren Genel Başkan İsmet Özel, 12 Haziran’daki seçimlere katılacak siyasi partilerin hiçbirinin, küreselleşmenin üç temel prensibi olan “Demokrasi”, “İnsan Hakları” ve “Serbest Piyasa Ekonomisi”ni reddetmediğine dikkat çekti. İstiklâl Marşı Derneği’nin, bu dayatmayı reddetmeyi becerebilen bir inisiyatif üretmeye çalıştığını; bunun için de İslâmiyet’in, Asr-ı Saadet’ten bu yana sadece bir iktidar aracı olarak kullanımına tepki gösterilmesini teklif ettiğini söyledi. Genel Başkan İsmet Özel, İslamiyet’in bir itikadî yükseklik olarak anlaşılmaması halinde Küreselleşme belasının defedilmesine imkân olmadığını da sözlerine ekleyerek, İslâm tarihi boyunca halk ile devlet arasındaki ilişkinin sürekli olarak devlet lehine ve ümmet menfaatleri aleyhine işlemiş olmasına dikkat çekti. Bilhassa Emevi iktidarı döneminde İslâm’ın teklif ettiği şeylerle devlet mekanizmasının dayattığı hayat arasındaki fark sebebiyle tasavvufun doğduğunu; insanların, itikadî derinliğin tadılabildiği bir hayatı bu şekilde aramaya yöneldiklerini ifade etti. İsmet Özel, bütün imkânların Müslümanların dışındakilere tahsis edildiği bir zamanda, İstiklâl Marşı Derneği’nin, millet olma inisiyatifinin öne çıkarılmasını murad ettiğini söyledi. Türkiye’de yeniden bir millet inisiyatifinin baş gösterip gösteremeyeceği sorusuna ise peşinen cevap vermenin mümkün olmadığını; bu imkânın, yaşandıkça mümkün olacak, canlı tutuldukça canlılığını koruyabilecek bir şey olduğunu dile getirdi. Bu yolda, önce milleti millet yapan şeylerin anlaşılması gerektiğini söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, 1928’de terk etmek zorunda kaldığımız yazı ile doğmuş bir millet olduğumuzu hatırlatarak bu manada İstiklâl Marşı Derneği’nin okuryazar olmayı son derece ehemmiyetli gördüğünü beyan etti. Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı’nın kırk bir mısraıyla, millet inisiyatifinden başka çıkış yolu olmadığını anlattığına dikkat çekerek konuşmasını tamamladı.