Geçen sene matbu olarak neşrettiğimiz Ramazan risalemizi bu sene yalnızca internet portalımızda yayınlıyoruz. Her gün akşam ezanıyla yenilenecek olan sayfamızın adresine bu linkten ulaşabilirsiniz: On Bir Ayın Hiçbiri
On bir ayın hiçbirinde Ramazan’daki gibi kendi zamanımıza yakın bir hayat yaşamıyoruz. Kafirlerin ve münafıkların bütün hile ve desiselerine, oruç tutanları küçültmek maksadıyla tayin ettikleri gündeme rağmen Ramazan ayı kendi ölçülerimiz içinde bir hayata en yakın olduğumuz zamandır. Fakat bunun şuurunda değiliz. Çünkü önce takvimimiz ve saatimiz akabinde yazımız elimizden alındı.
Ramazan ayı hıristiyan takvimine göre hangi aya denk gelirse gelsin veya hangi mevsimde olursak olalım Ramazan ayındayızdır. Ramazan’da küfür aleminin bütün dünyaya dayattığı 24 saatlik günde yaşamayız. Müslümanın zamanını beş vakit okunan ezan belirler. Günümüz güneşin doğuşuyla değil fecr-i sadıkla başlar ve gece yarısı değil güneşin batışı ile biter. Ramazan’da imsaktan iftara, iftardan imsaka seyreden bir hayatımız vardır. Günümüz, gecemiz, bizim günümüz bizim gecemizdir.
Allah’ın bize hediyesi olan bu ayda en az 150 yıldır ramazan eğlencesi, Ramazan keyfi denilerek bin türlü rezillik ve alçaltıcı faaliyetin de süregeldiğinin farkındayız. Ramazan orucunun farz değil tercih, Ramazan ayının da kültürel miras gibi algılandığı bu devirde “On Bir Ayın Hiçbiri” risalesi pür itikadî bir mevzi alıyor. Çünkü İslam beş şey üzerine bina edilmiştir. Yani Türklüğün şartı beştir. Bunlardan biri de Ramazan orucunu tutmaktır.